16 Ağustos 2015 Pazar

ABANOZ YAYLASI - ERMENEK (Bol Resimli) (Tur Günlüğü) (5.GÜN) : 0'dan 1700 Metreye 7 Gün 700 Km

5. GÜN : ABANOZ YAYLASI - ERMENEK
Sabah Abanoz Yaylasının temiz ve bol oksijenli havasından olsa gerek çok dinç uyandım. Sahilde hissettiğim nem ve boğucu hava burada yoktu. Çam kokusunu ciğerlerinizin en uç köşelerine kadar hissediyor olmanıza rağmen fırının önünden geçerken ki küçüklüğümü anımsatan o ekmek kokusunu asla unutamam ! Harikaydı ve eminim çok lezzetliydi... :) Bugünün planı Abanoz Yaylasından - Karaman'ın Ermenek ilçesine gitmek. Ama öncelikle 20 km ileride ki Akpınar Köyü'nde yaşayan aile dostlarımızın evinde kahvaltı yapmaya sözleştik. Sabah saat 6:00'da güne başladım ve çıkışım saat 6:30'u buldu.


Abanoz Yaylasından " GÜNE MERHABA !

Ovanın orta yerinde görünen tır ve kamyon akşam yapılması planlanan konser hazırlıkları için sahne kuruyor. Yılın bu dönemlerinde Anamur'da Geleneksel Muz Festivali yapılıyor... Bu gecede yerel sanatçılar konser için Abanoz Yaylasında olacakmış.



Abanoz Yaylası ve ovalık bölge.




Akpınar Köyü'ne giderken beğendiğim manzara ve taş bir ev...




Yolda ilerlerken ağaçların kesildiği bu bölgeyi gördüm. Acaba ne yapılıyor demeye kalmadı, buranın 1 km ilerisinde iki tane kamyon ve onların istiflendiği yerler bulunuyor. Ne için kesildiği ya da kesilme standartlarına ne kadar uyulduğu konusunda her hangi bir fikrim olmadığı için yorum yapmıyorum. Ama ladin ve çok kaliteli katran ağaçlarının kesildiğini gördüm.



Çalışan işçilerden biri... O da şirketin bir çalışanı, kesilen ağaçların ne için kullanıldığı konusunda bir fikri yok.



Saat sabah 7:00'ı gösteriyordu ve hava sıcaklığı 10 dereceydi... Karşıdan esen hafif rüzgarın etkisiyle içinizi ürperten bir soğuk var. Özellikle rampa inişlerinde gerçekten soğuk duş etkisi yaratıyordu.




Bilginiz olsun, böyle bir giyim şekli seçtiğinizde insanlarla olan ikili ilişkilerin düştüğünü gözlemledim. İnsanlar bir şekilde çekince yaşıyorlardı... 




Minibüsçü amcayla selamlaşma...




Abanoz Yaylası ile Akpınar Köyü arasında ki 20 km'lik yol hayatımda kat ettiğim en keyifli bisiklet parkuru olmuştu... Torosların zirvesinde, eğim olmadan dümdüz ovalık alanda pedallıyordum...




Düzlük bölgelerde, üstelikte hava serin ve nem yok ise pek gölge aramıyorsunuz. Bulduğu yere çökmek diye buna derler. :)



Aile dostlarımız ile Akpınar Köyünde kahvaltı yaptıktan sonra bir veda fotoğrafı çekiniyoruz... ve hadi bana eyvallah diyip kalkıyorum :)


Evet, yaşadığım bir ilk... Bir ilden başka bir ile üstelik torosları aşarak geçiş yapıyorum... Mersin il sınırı bitiyor, Karaman il sınırı başlıyor...



Karşı ki dağlar Ermenek, Karaman il sınırı tabelasını gördüğünüz andan itibaren çok keyifli inişler mevcut. 1400 metreden 800 metreye Ermenek Gölüne doğru inişe geçiyorsunuz. Tabi ki 800'den tekrar Ermenek'e 1400 metreye tırmanacağını bilmeyen zavallı gencin dramı... İleride :) Burada ki doğal güzellikler ve ağaçlık bölgeler, Abanoz Yolunda ki güzellikler kadar etkilemiyor beni... Daha bodur, maki grubu hakim...




Ardından öğle yemeği için Kazancı beldesinden aşağıya doğru yokuştan indikten sonra Ermenek merkeze 40 km mesafede "Zeyve" de yemek yemeye karar veriyorum. Yaşadığım talihsizlikler yüzünden bu bölgede fotoğraf çekemedim ama çok kalabalık bir bölge... Her taraf kavak ağaçlarıyla örtülü ve etrafından sular akan, insanların et yediği lokantaların bulunduğu bir bölge... Bana mı öyle geldi yoksa doğada tek başıma geçirdiğim 5. günün ardından yabanileştim mi bilemiyorum :) , bu denli ticaret kokan bir yerde yemek yemek hoşuma gitmiyor. Tabi ki ilk oturduğum lokantada 60 tl ye doyacağımı söyleyen bir çalışanla karşılaşınca hışımla masadan kalkıyor ve yememeye karar veriyorum... Ama atalarımız ne demiş; " öfkeyle kalkan zararla oturur " diye... Ani bir şekilde kalktığım için gidon çantamı masada unutuyorum ve tekrar koştura koştura geri dönüyorum... Bakıyorum masada çantadan yeller esiyor. Hemen gidiyorum bir çalışana soruyorum, onlarda sağolsunlar alıp kenara koymuşlar... Birde gidon çantasında en önemli, ulaşılabilir eşyalarım mevcut. Telefondan, cüzdana kadar... Bu bana bir işaret oluyor ve şef garsona soruyorum ben burada ne kadara doyarım diye... Ardından 15 TL'ye yukarıda gördüğünüz yemeği önüme sunuyorlar... :)



Ermenek Gölüne geldim ve orada gördüğüm kişiden fotoğraf çekmesini rica ettim... Havanın bozduğunun farkında mısınız? Hava bir anda kötüleşmeye başladı ve turda ki yağmur gerçeğini hatırladım...

Bu gölete gelmeden aşağıda Ermenek HES'in üzerinden geçiyorsunuz. Aynı zamanda 600 metrelik bir tünelde mevcut bu yolda... Hes'in orda tam da fotoğraf çekecektim ki özel güvenlik kesinlikle fotoğraf çekmenin yasak olduğu konusunda beni uyardı... Neden peki dedim? Stratejik açıdan önemli bölgeler burası o yüzden dedi... Pek inandırıcı gelmedi bana :)


Birisi yağmur mu dedi? Bence kesinlikle yağmur değildi, gök delindi resmen... Ermenek barajdan sonra 20 km'lik Ermenek merkeze kadar sürecek olan yüzde 15 eğimli rampalar vardı karşımda... Üstüne üstlük 2 saat aralıksız yağmur yağdı, bu 2 saatin yarım saate yakını doluyla karışıktı... Telefon çekmiyor, araba geçmiyor ve her taraf orman olduğu için yağmurun geçmesini bekleyeceğim hiç bir yer bulunmuyordu. Devam kararı alıyorum ve yağmurda pedallıyorum, üstelik yüzde 15 eğimlerde... Bisikletin değil ama benim şartellerim atıyor ! Geçen arabalar bana bu delide kim gözüyle bakarken birde üstüne yetinmeyip bana çamur ve su sıçratarak hızlarını yavaşlatmıyorlar. 20 Km'lik hayatımın mücadelesini veriyorum. Kesinlikle bisikletten inmiyorum... Tur boyunca hiç bir zaman bisikleti elimle itmedim bile, her rampayı sürerek çıktım bunuda öyle yapıyorum. Yağmurluk yeterli kalitede olmadığını 1 saat sonra içime soğuk bir şeyin değmesiyle anlıyorum... Bir hop sesi ve ıslak bir vücuda merhaba... Pes etmek yok, yola devam...



Tepeye geliyorum ve 2 saatin sonunda güneş bulutların arasınadan yüzünü gösteriyor... Ama ben ıslağım ve içim ürpermeye devam ediyor. Tepeden ermenek gölü manzarası.



Evet, turumun bundan sonraki vaktinde kalacak yer bulmak için çok çaba sarfettiğim için fotoğraf çekmeye fırsatım olmuyor. Öncelikle kamp kurmayı planlıyordum ama ıslandığım için ılık bir duş ve kıyafetlerimi kurutabileceğim bir odaya ihtiyacım olacağını düşünüyorum. Ermenek merkeze girdiğimde petrol istasyonunda çalışanlardan kalacak yer konusunda bilgi alıyorum... Ermenek'te az sayıda otel var ve az olduğu için çok kötü yerlere çok yüksek fiyatlar talep edebiliyorlar... Aklıma yeni bir fikir geliyor... Jandarma merkezine gidip, komutanla bu konu hakkında görüşüyorum ve onun bana yol göstermesini rica ediyorum... Sağolsun, Yakup Komutan hemen arkadaşını arıyor ve 30 tl'ye bana bir pansiyon ayarlıyor... Odaya gidip ılık bir duştan sonra en yakın lokantada yemeğimi yiyorum ve tekrar odaya çıkıp uykuya dalıyorum...


GÜN SONU:

TOPLAM YOL: 89 KM
MAK. HIZ: 60.01 KM
ORTALAMA HIZ: 13 KM
TOPLAM SÜRÜŞ: 7 SAAT 3 DK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder