29 Mart 2016 Salı

Antalya'dan Güllük Dağı Termessos Milli Parkına Pedalladık.

Alışkanlık haline geliyormuş doğayla buluşmak. İlk başta rota araştırmaları başlıyor, sonra her haftasonu yaptığımız alışveriş merkezi gezme ve şehir içindeki kalabalık dinlenme noktalarımız değişmeye başlıyormuş. Doğa ile tanıştıkça; satın alma alışkanlıklarımız farklılaşıyor, yaşadığımız hayatta ki konfor beklentimiz azalıyor, şehirde sıradan yaptığımız aktiviteler doğada daha bir keyifli hale geliyormuş. Kalabalık bir kahveci de kahveni içmek yerine, kamp ocağında yapılan bir türk kahvesini; bir gün gölün kıyısında, bir gün dağın tepesinde üstelik yaşanılan koca şehire, onca kalabalığa tepeden bakarken içmek insanı daha bir aydınlatıyor, sorunların sadece şuan gözlerinin önünde yer alan şehirde ne kadar da küçük kaldığını farketmeni sağlıyormuş... Bisiklet doğa ile insanı buluşturan, o aradaki köprüyü kuran bir araçmış. Her anı hissetmeni, yavaşlatmanı ve algılamanı kolaylaştıran bir dostmuş insana... :)







Yeliz ile birlikte bir Antalya ve çevresinde bir çok turumuz oldu. (Antalya'dan, Olimpos'a, 
Doyran'a,Gökdereye, Kemer'e vs.) Okumak isteyen arkadaşlar aşağıda ki linklerden bu tur yazılarına da göz atabilirler.

(ANTALYA-KEMER-OLİMPOS GEZİSİ KAMPLI) Antalya'dan Olimpos'a Sevgi(!) ile Pedallıyoruz...


Hafta içi yoğun çalışma zamanından sonra hafta sonu dinlenme fırsatları yaratmak önemli, herkes için dinlenme farkı birşeyi ifade etsede biz bisiklet sevenler yorulmayı dinlenmek olarak benimsemiş bulunmaktayız. :) 12.Mart Cumartesi akşamından alınan bir karar sonrasında Pazar sabahı Antalya'dan Termessos Milli Parkına doğru pedallamaya karar verdik. Bu turu daha öncesinden ben 1 defa yapmıştım. Rotanın güzelliğine doyamamış olsam ki Yeliz'e de anlattıktan sonra 1.5 yıl sonra birlikte gitmeye karar verdik. Tur süresi boyunca gidiş dönüş 75 km yol yapacağız ve 900 metre rakıma kadar bisikletlerimizi sürüp yaklaşık 3 km boyunca trekking yaparak 1050 metreye kadar tırmanacağız. Yeliz için bu turun önemi bisiklet ile tırmandığı maksimum rakım rekorunu kıracak olmasıydı. Biraz endişe ve keyifle yola çıktık. :)





Bu bölgeyi bilenler eğer Isparta istikametine gidecekseniz, ilk başta Kepez rampasını aşmanız gerekmektedir. Yol güzel olmasına rağmen emniyet şeridi dardır ve araçlar hızlı seyreder. Rampanın bitiminde rakım olarak 210 metreleri görürsünüz. Yukarıda ki de rampayı çıkarken ki bir fotoğraf...




Rampanın tam ortasına geldiğimizde Yeliz dur şurda oturalım, dinlenelim diyor :) 2-3 dakikalık bir su molasından sonra yolumuza devam ediyoruz.




Rampa bittikten sonraki bölge Güllük Dağı Termessos Milli Parkı girişine kadar hafif eğimli düz sayılabilecek bir bölge. Yol güzel ve hızlı bir şekilde yol alıyoruz. 






Bu bölgenin ismi Düzlerçamı diye geçiyor. Yaban hayat hala buralarda var olur durumda. Yanlış, yasak avlanmaların ve bilinçsiz insanların önüne geçilebilirse devam eder umarım...






Evet, 26. km'nin sonunda yolun sol tarafında böyle bir yazıyla karşılaşıyorsunuz. Hava biraz bulutlu... Yağmurun olma ihtimali biraz düşündürse de devam ediyoruz. Buradan sonra 9 km boyunca sürecek %10 ile %14 arası eğimlerle Güllük Dağı zirvelerine doğru tırmanışımız başlıyor. İçeriye girerken müze kartımız sayesinde ücretsiz geçiş yapabiliyoruz.





Yolun gözünüzün önünde kıvrılarak uzaması ve yükseldikçe gördüğünüz manzaralar tur keyifli yaparken, ara ara dinlenip su molası ve meyve molası vermeyi ihmal etmiyoruz :)




Bu yola "KralYolu" diyorlarmış. Nede olsa zamanında Büyük İskender'in bile feth edemediği bir şehir Termessos...




Rakım 500 metreleri gördüğünde Yeliz kendi rekorunu kırmış oluyor ve haliyle zeybek havası eşliğinde kutlamalara başlıyor :):) En yüksek rakımı Antalya-Olimpos arasında ki kamplı turumuzda görmüştü. O zamanlar kendi ifadesine göre sürünerek çıktığı 480 metre rakımlar artık onun için bir hiçmiş :) Kesinlikle bu turun en büyük amacı Yeliz'in turdaki eğim ve psikolojik eşik barajını 900 metrelere taşıyacak olmasıydı. Bu ileride yapacağımız uzun soluklu turlarda ona bir limit mesafe olacaktı... 




Haydi bisikletlerimize binelim daha yükseğe derken bisikletlere zıplayarak koşuyordu. Ta ki...




Yolların "Z" şekline dönüştüğü ve eğimlerin yükseldiği anlara kadar :) Evet yolun son 3 km'sini zikzak çizen tırmanışlar yaparak tamamlamanız gerekiyor. 




Evet sonunda Termessos'un antik kent giriş kısmına ulaşıyoruz. Bulduğumuz bir bankta yemeklerimizi ve içeceklerimizi miğdemize gönderip, keyfimizi daha çok yerine getiriyoruz. Çünkü bundan sonra bisikletleri burada bırakarak 1050 metre rakıma 3 km'lik bir yürüyüş yapacağız...


https://www.youtube.com/watch?v=ceBZC9QpV_Y#action=share



Molamızın timelapse çekimi...





Patika yollardan tepeye doğru çok keyifli bir tırmanış parkuru başlıyor.




Yürüyerek tırmanışın yorucu olmayacağını düşünürken, ara ara mola veriyoruz. Bisikletle sarfettiğimiz efordan sonra tırmanış biraz yoruyor.




Tepeye çıktıkça güneş yüzünü gösteriyor. En tepede Antalya manzarasının da göründüğü bir amfi tiyatro bulunmakta.




Evet, rakım 1048 metreleri gösteriyor artık




Amfi tiyatroya vardığımızda fotoğraf çekilmek ve dinlenmek için kendimize süre veriyoruz. Yarım saatlik bir dinlenme ve "vayy be zamanında buralarda insanlar yaşarmış, gösteriler düzenlenirmiş :) " muhabbeti ve girişte aldığımız bilgilendirme yazılarını okuduktan sonra geri dönüş başlıyor...




Bisikletlerimizi bıraktığımız yere geri dönerek, ören yeri tabelasında son bir hatıra fotoğrafı veriyoruz.






Çektiğin tüm acıların karşılığıdır çıkılan yokuştan bisikletle geri inmek... Gün batıyor, ılık bir meltem esiyor :) karanlığa kalmamak için pedallıyoruz. Bu noktadan sonra eve varana kadar fotoğraf çekmiyorum...

Aşağıda tur verilerimi yazan "Runtastic Pro" uygulamasıyla kaydettiğim bilgileri sizlerle paylaşıyorum.

Umuyorum ki okumaktan keyif almışsınızdır. :)

Herkese mutlu ve sağlıklı günlerde pedallamalar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder